Batı Anadolu'da Yunan işgali nedeniyle ortaya çıkan iç göçler (1919-1923)
Künye
Karakuş, Ufuk. Batı Anadolu'da Yunan işgali nedeniyle ortaya çıkan iç göçler (1919-1923). Yayınlanmamış yüksek lisans tezi. Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018.Özet
15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir'den hareketle Batı Anadolu'nun iç kesimleri yönünde ilerleyen Yunan askeri harekâtı, Batı Anadolu ve işgal tehlikesiyle karşı karşıya kalan bölgelerde göç hareketinin başlamasına neden olmuştur. XIX. yüzyılın sonlarından beri Balkanlardan ve Kafkaslardan göç edenlere ev sahipliği yapan Batı Anadolu halkı; bu kez Anadolu'nun içlerine doğru göç etmeye başlamıştır. Yunan ilerlemesi karşısında Batı Anadolu'da yaşayan Türk halkının büyük bir çoğunluğu çareyi işgal bölgelerini terk etmekte bulmuştur. Yunan kuvvetleri tarafından 27 Mayıs 1919 tarihinde Aydın ve civarını işgale başlamış, Nazilli, Ödemiş ve Bergama'nın işgali ile birlikte bölgeden göç edenlerin sayısı daha da artmıştır. Göçmenler, Anadolu'nun iç kesimlerine, İtalyan işgal bölgelerine ya da göz önünde olduğu için daha güvenli olduğunu düşündükleri İzmir'e göç etmişlerdir. İtalyan nüfuz bölgelerinde, Anadolu'nun iç kesimlerinde ve İzmir'de camiler ve okullar gibi kamu binaları göçmenlere tahsis edilmiştir. Batı Anadolu'da gerçekleşen Yunan ileri harekâtı karşısında yerlerini terk eden göçmenlerin barınmaları ve iaşeleri önemli bir sorun teşkil etmiştir. Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasının ardından iktisadi ve siyasî olarak ciddi sıkıntılar içinde boğuşan İstanbul Hükümeti, Batı Anadolu göçmenlerinin ihtiyaçlarını karşılamak ve sıkıntıları giderebilmek konusunda yeterli olamamıştır. Göçmenlerin ihtiyaçlarının karşılanması konusunda Hilal-i Ahmer Cemiyeti önemli bir rol üstlenmiştir. Göçmenlerin yerleştirildiği yerlere gönderilen Hilal-i Ahmer Heyetleri, buralarda yardımları halka ulaştırırken, bir yandan da hastaların tedavisi için çalışmaktadır. Hilal-i Ahmer Heyeti hazırladıkları raporlarda, açlık ve hastalıklardan dolayı birçok muhacirin hayatını kaybettiğinden bahsetmektedirler. Yunan ileri harekâtının hız kestiği 1919 Ağustos'unda İstanbul Hükümeti göçmenlerin durumun yerinde görmek için heyetler görevlendirmiştir. Heyet, göçmenlere çadır ve ilaç tedarik ettiği gibi göçmenlerin tekrar yurtlarına dönmesini tavsiye etmiştir. Artık korkulmaması gerektiği konusunda göçmenleri telkin etmeye çalışmışsa da etkili olamamış, göçlerin önünü kesememiştir. Yunan kuvvetlerinin 22 Haziran 1920 tarihli ikinci genel taarruzu kısa sürede Batı Anadolu'da panik havasının hâkim olmasını sağlamış, işgale uğrayan bölge halkı Bursa, İzmit ve İstanbul'a hareket etmeye başlamıştır. İstanbul Hükümeti Yunan temsilcileri ile göçmenlerin tekrar evlerine dönmeleri konusunda temaslar kursalar da bir sonuç alınamamıştır. Ağustos 1920'de Balıkesir ve Bandırma'dan Bursa'ya sığınan göçmenlerin sayısı 8 bin olduğu bildirilmiştir. 25 Temmuz 1921'de Yunan kuvvetlerinin işgal sahalarını Afyon, Kütahya ve Eskişehir'e kadar genişletmesi ile birlikte burada yaşayan halkın bir kısmı da şüphesiz göç hareketine başlamışlardır. Yunan işgaline uğrayan bölgelerden kaçan halkın büyük çoğunluğu İstanbul'a sığınmıştır. Hilâl-i Ahmer Cemiyeti'nin İstanbul muhacirleri hakkındaki raporunda Türk Muhacirlerinin sayısı 50 bin olarak belirtilmiştir. 1921 Şubat'ında bu sayı 65 bine çıkmıştır. İstanbul'daki Türk göçmenler, Davutpaşa, Selimiye ve Eyüp'te iplikhane kışlasında, muhtelif camilerde, Gülhane ve Harbiye Nezareti civarında inşa edilen barakalara yerleştirilmişlerdir. İstanbul ve Anadolu'nun çeşitli yerlerine sığınan Batı Anadolu muhacirlerinin ihtiyaçları sadece Hilâl-i Ahmer Cemiyeti tarafından değil, İtilaf Devleri'ne ait yardım cemiyetleri tarafından da karşılanmıştır. Özellikle İstanbul basını, yabancı devletlerin muhacirlere yardımlarını gazetelerin sayfalarına taşımıştır. Göçmenlerin memleketlerine geri dönmeleri ancak Yunan işgalinin sona ermesiyle mümkün olabilmiştir. Mültecilerin geri dönüşü TBMM ve Hilâl-i Ahmer Cemiyetinin kontrolünde Ekim 1922'de başlamış ve 1923 yılının ilk aylarına kadar devam etmiştir. Greek march to West that started from İzmir at 15.05.1919 caused migrations in West Anatolia and regions under the threat of Greek invasion. West Anatolian people, mixed with Balkans and Caucasian by the end of 19th century migrate towards the central regions of Anatolia. Most of the West Anatolian people had nothing to do but leaving the regions invaded by Greek army. Aydın region had been invaded by Greek forces at 27.05.1919 and with the invasion of Nazilli, Ödemiş and Bergama number of imigrants incresed drastically. Those people migrated to central regions of Anatolia, İtalian invaded territories or İzmir due to it's central location and being a safer region. Mosques and public buildings were assigned to imigrants at İzmir and central Anatolia. Harbouring and catering of these immigrants was a massive problem. The goverment located at İstanbul had severe economical and political problems after Armisitice of Mondros and were lacking the funds for catering and harbouring these immigrants. Hilal-i Ahmer Society was performing serious tasks about the mentioned problems. Hilal-i Ahmer Society personel were assigned for medical care and catering of immigrants. According to the reports of these personel, many refugees lost their lifes due to disseases and hunger. İstanbul Government sent retinues to witness the problems of refugees after Greek invasion slowed down at August of 1919, retinues supplied medical support and tents for refugees and suggested them to turn back to their homes, but could not convinced the refugees. With the expanding of Greek invasion at 25.07.1921 to Afyon, Kütahya and Eskisehir locals of these regions added to the immigrants. Many of these people migrated to İstanbul. According to the reports of Hilal-i Ahmer Societies reports the number of the immigrants was 50.000, by the February of 1921 this number increased to 65.000. These refugees were placed in mosques and barracks at DavutpaGa, Selimiye, Eyüp, Gülhane and Harbiye. Needs of the West Anatolian refugees was taken care by not only Hilal-i Ahmer Society, also by the Allies. This aid from Allied countries were published by İstanbul press. Returning of the refugees to their homelands occured only after the end of Greek invasion. This migration back to homelands occured between October of 1922 and the first months of 1923 and organized by Grand National Assembly of Turkey and Hilal-i Ahmer Society.