Evaluation of polylactide film for prevention of pericardial adhesion in a rabbit model
Göster/ Aç
Erişim
info:eu-repo/semantics/openAccessTarih
2015Yazar
Gürbüz, OrçunErcan, Abdülkadir
Biçer, Murat
Kumtepe, Gencehan
Bayram, Sami
Senkaya, Işık
Saba, Davit
Üst veri
Tüm öğe kaydını gösterÖzet
Background: This study aims to evaluate the efficacy of a bioabsorbable polylactide film, which was proven to be effective in preventing pelvic adhesions, in prevention of postoperative pericardial adhesions in an animal model.
Methods: Forty New Zealand white rabbits were divided equally into control and treatment groups. Subjects were performed left anterior thoracotomy and partial pericardiectomy followed by epicardial abrasion. In control groups (group 1 and 2), the pericardium was left open to allow retrosternal adhesions. In treatment groups (group 3 and 4), the pericardial defect was closed with 0.02 mm bioabsorbable polylactide film. Postoperative macroscopic and microscopic evaluations were made by the same blinded observers at the end of the third week in group 1 and 3, and at the end of the sixth week in group 2 and 4.
Results: Macroscopic and histopathologic examinations revealed no significant differences between control and treatment groups in terms of adhesion formation. However, polylactide film supported the growth of a mesothelium-like layer in the treatment groups.
Conclusion: Although polylactide film assists in the regeneration of mesothelial cells layer, it does not prevent the development of pericardial adhesions. Amaç: Bu çalışmada pelvik yapışıklıkları önlemede etkinliği kanıtlanmış biyoemilebilir polilaktid bariyerin ameliyat sonrası perikardiyal yapışıklıkları önlemedeki etkinliği bir hayvan modelinde değerlendirildi. Çalışmaplanı: Kırk Yeni Zelanda beyaz tavşanı eşit olarak kontrol ve tedavi gruplarına ayrıldı. Deneklere sol anterior torakotomi ve parsiyel perikardiyektomi sonrası epikardiyal abrazyon uygulandı. Kontrol gruplarında (grup 1 ve 2) retrosternal yapışıklıklara izin vermek için perikard açık bırakıldı. Tedavi gruplarında ise (grup 3 ve 4) perikardiyal defekt 0.02 mm biyoemilebilir polilaktid bariyer ile kapatıldı. Ameliyat sonrası makroskopik ve mikroskopik değerlendirmeler gruplar hakkında bilgisi olmayan değerlendirmeciler tarafından grup 1 ve 3’te üçüncü haftanın sonunda, grup 2 ve 4’te ise altıncı haftanın sonunda yapıldı. Bul gu lar: Makroskopik ve histopatolojik değerlendirmeler kontrol ve tedavi grupları arasında adezyon gelişimi açısından anlamlı farklılık olmadığını gösterdi. Ancak polilaktid bariyer tedavi gruplarında mezotelyum benzeri hücre tabakasının gelişimini destekledi. Sonuç: Polilaktid bariyer mezotel hücre tabakasının rejenerasyonuna yardımcı olsa da perikardiyal yapışıklıkların gelişimini önlememektedir.