İzmir’de neoliberal kentleşmenin sosyo-mekânsal etkileri
Künye
Kaygusuz, Gülcan. İzmir’de neoliberal kentleşmenin sosyo-mekânsal etkileri. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi. Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022.Özet
Bu tez, neoliberal kentleşme sürecinin sosyo-mekânsal etkilerini İzmir‟de bulunan cemevleri örneğinde ele almaktadır. Neoliberal kentleşme modelinin sosyo mekânsal etkileri, İzmir anakentindeki cemevlerinin mekânsal üretimi bağlamında incelenmektedir. Tezin temel amacı neoliberal kentleşme süreçlerinin Aleviliğin kamusal görünümünü nasıl etkilediğini ortaya koymaktır. Araştırma, Türkiye kentleşme dinamiklerinin Aleviliğin kurumsal yapısına ve kamusal görünürlüğüne olan etkilerini kavramsal düzeyde tartışmaktadır. Türkiye'nin göç-kentleşme dinamiklerinin ve siyasal gelişmelerin etkisiyle kurumsal, sosyal ve siyasal tutumlar açısından dönüşüme uğrayan Alevi kimliğinin, kamusal alandaki görünürlüğünün mekânsal bir ifadesi olan cemevlerinin, yeni kentleşme modelindeki üretim koşullarına odaklanılmaktadır. Bu tezde araştırmanın amacına ve kullanılan verinin doğasına uygun olarak hem nicel hem nitel yöntemler bir arada kullanılmıştır. Çalışmanın veri toplama sürecinde literatür analizi, derinlemesine görüşme (mülakat) ve gözlem yapılarak nitel araştırma yöntemine ağırlık verilmiştir. Çalışmadaki betimleyici istatistiksel veriler ile tüm bunların haritalandırılarak görselleştirilmesi sırasında ise nicel yöntem
teknikleri kullanılmıştır. Tezin saha çalışmalarında İzmir anakentinde yer alan cemevleri tercih edilmiştir. Bu bağlamda İzmir anakentindeki sekiz cemevinin kurum yöneticileriyle derinlemesine görüşmeler (mülakat) yapılarak, katılımcı gözlemle de veriler zenginleştirilmiştir. Cemevi yetkilileri ile yapılan görüşmelerde, cemevlerinin üretiminin değişen kentleşme dinamikleriyle olan ilişkisini anlamak için cemevlerinin kısa tarihsel gelişme öyküsüne odaklanılmıştır. Örneklem sahasında bulunan cemevleri ile
kentleşme süreçleri arasındaki ilişki genel düzeyde ortaya konulmaya çalışılmıştır. Çalışmada elde edilen bulgular, değişen kentleşme modellerinin cemevlerinin mekânsal üretim koşullarını belirlediğine işaret etmektedir. Kentlere kitlesel olarak göç eden Alevilerin 1990‟lı yıllarda inanç pratikleri ve cenaze hizmeti ihtiyacının doğmasıyla, cemevleri kamusal alanda dernek ve vakıfların bünyesinde inşa edilmeye başlanmıştır. 1990‟lı yıllarda ağırlıklı olarak gecekondularda yaşayan Aleviler, hemşerilik ve yöre dernekleri üzerinden kurdukları enformel ilişkilerle kurumsallaşmanın zeminini hazırlayarak, cemevlerinin mekânsal üretimini sağlamışlardır. 1990‟lı yıllarda kentlerin gecekondu alanlarında görünür olmaya
başlayan cemevleri üretimi, arazi rantının düşük olmasıyla enformel dayanışma ve ekonomi ilişkileri aracılığıyla mümkün olmuştur. Buna karşın neoliberal kentleşmenin kent mekânında etkisini baskın bir
şekilde göstermeye başladığı 2000‟li yıllarda ise cemevinin kuruluşu ve inşasının yerel yönetimlerin desteği olmadan mümkün olmadığı görülmektedir. Gecekondu alanlarında azalan arazi stoğu ve artan kentsel rantlar, Alevi nüfusunun enformel ekonomi ilişkileriyle arsa temin ederek, cemevi inşa etmesini her geçen gün daha da güçleştirmektedir. Çalışma, kentsel kamusal mekândaki varlığının yasal güvenceye
alınarak korunması ve bu korunmanın ilgili yasal çerçeve ile kurumsallaşması sağlanmadıkça cemevlerinin üretiminin mümkün olamayacağını ileri sürmektedir. Dolayısıyla neoliberal kentleşme modelinin Türkiye‟ye özgü olan bir kültürel ve toplumsal sürecin mekânsallığını dönüştürdüğünü ortaya koymaktadır. This thesis focuses on the socio-spatial effects of the neoliberal urbanization process in case of cemevis in Ġzmir. In the context of catching up the socio-spatial effects of the neoliberal urbanization model, the main attention is leaded to the effects of spatial production of cemevis located in Izmir metropolitan area. The main purpose of the thesis is to present an example of the mutual determination between
space and social processes, which is based on the relationship between the neoliberal urbanization and the spatial production of cemevis. The research discusses the effects of urbanization dynamics in Turkey on the institutional structure and public visibility of Alevism at conceptual level. The main attention has been paid on the production conditions of cemevis, which are the spatial expression of public visibility in the new urbanization model for Alevi identity that has undergone a transformation because of changing Turkey's institutional, social and political conditions under the impact of migration-urbanization dynamics.
In this thesis, both quantitative and qualitative methods are deployed together in accordance with the purpose of the research and the nature of the data. Data gathered a field study which based on interviews and field observations in the summer of 2021. Findings were visualized by quantitative techniques such as
descriptive statistics and digitized mapping. The cemevis in the metropolitan area of Izmir are preferred for research universe and field study. In this context, managers of eights cemevis were interviewed to nderstand construction stories, properties and histories of the aforementioned cemevis.During the interviews to reveal relationship between changing urbanization dynamics and social production of cemevis, their construction story especially has been taken as focus point. Departing from these institutionalization and construction stories, relationship between cemevis and urbanization processes has revealed at general level. The findings of study suggest an obvious concordance and later discordance between diverse urban development models and the production of cemevis. Before neoliberal urbanization process, massive migration of Alevi population to large cities bring to fore the need of worship places in urban life. Especially after massive migration during 1990s, contrary to previous rural life, in the urban areas Alevis were in need of new places for perform their daily religious practices and funeral services. Mostly residing in peripheral squatter neighborhoods of large cities in 1990s, Alevis started to institutionalize their civic rights and urban existence under umbrellas of some local and national associations or foundations. Such organizations helped them to gain political power in local policy and opened ways of informal solidarity for providing land to construct cemevis. Those informal relations and low-cost urban land in 1990s facilitated building of cemevis by small and poor Alevi migrant groups and so public visibility of Alevi population in urban physical area increased by the time. In other words, the production of cemevis, which initially appeared in the slum areas of the cities in the 1990s, was made possible through informal solidarity and economic relations with the low land rent.On the other hand, with the 2000s when neoliberalizm started to dominate urbanization processes, the establishment and construction of the cemevis become impossible without support of central government backed institutions and local governments. Decreasing land stock and increasing urban rents in squatter areas or
neighborhoods make it more and more difficult for the Alevi population to build cemevis by obtaining land through informal economic relations. The study argues that the production of cemevis will not be possible unless their existence in the urban public space is jurisdictionally protected and this protection is institutionalized within the relevant legal framework. Therefore, it reveals that the neoliberal urbanization model transforms the spatiality of a cultural and social process that is sui generis and peculiar to Turkey.