Tüketim kültürü bağlamında vitrin olarak sanat

Abstract

19. yüzyılda yaşanan sanayi devriminden itibaren günümüze dek gelişim sağlayan tüketim kültürü reklamların kullandığı kitle iletişim araçları ile birçok kitleye ulaşmış ve kitleleri etkisi altına almayı başarmıştır. Tüketim olgusu artık belirli bir sınıfa statü ve kimlik vaat eder durumuna gelmiştir. Endüstriyel gelişime bağlı olarak modern tüketim; şehirler, marketler ve vitrinlerde kendine yer bulmuştur. Reklamın dilini kullanan vitrinler bu durumu destekler niteliktedir. Vitrinler döneminin kült eserlerinin sergilendiği alanlar olarak karşımıza çıkar. Her çağı temsil eden kültürel kodlar, o dönemin vitrinlerinde kendine yer bulur. Vitrinler, çağının göstergelerinin sergilendiği alanlardır ve kültürel hafızada önemli yer taşır. Tüketimi, kendi sorunsalı haline getiren birçok sanatçı vitrinleri hem kavramsal ve biçimsel olarak ele alarak eserlerinin konusu yapmış hem de vitrinleri bir sergileme alanı olarak kullanmış ve bu durumu irdelemişlerdir.

Consumption culture, which has developed since the industrial revolution in the 19th century, has reached and influenced many masses with the mass media used by advertisements. The phenomenon of consumption now has become the state of promise status and identity to a particular class. Modern consumption due to industrial development; It has found its place in cities, markets and showcases. The showcases using the language of the advertisement support this situation. Showcases appear as areas where the cult works of the period are exhibited. Cultural codes representing every age find their place in the showcases of that period. Showcases are areas where the signs of the age are exhibited and have an important place in cultural memory. Many artists who have made consumption their own problematic, have made the showcases the subject of their works by considering them both conceptually and formally, and have used the showcases as an exhibition area and examined this situation.