Birgivî’nin “Muaddilü’s-Salât” adlı eserinin ve şerhlerinin İslâm hukuk metodolojisi açısından değerlendirilmesi
Künye
Ceyhan, Fatih. Birgivî’nin “Muaddilü’s-Salât” adlı eserinin ve şerhlerinin İslâm hukuk metodolojisi açısından değerlendirilmesi. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi. Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024.Özet
Bu çalışma, İmâm Birgivî’nin namazdaki ta‘dîl-i erkâna gösterilen ihmakarlığa ve gevşekliğe bir tepki amacıyla ele almış olduğu risâle olan Mu‘addilü’s-salât ve Niğdevî’nin Muvazzihu’l-Mu‘addil Şerhu Mu‘addilü’s-salât ve Ebû’l-Hasan es-Sindî’nin Menhelü’l-hüdât adlı şerhleri çerçevesinde taʻdîl-i erkân
hususunu ele almayı hedeflemektedir. Birgivî’nin avam ve havası ilgilendiren bu risâlesi, Hanefî mezhebinin taʻdîl-i erkân hakkındaki görüşlerini, tercihlerini ve muhtelif kavillerini içermektedir. 18. dönem alimlerinden Hanefî fakihi Niğdevî ve muâsırı Ebû’l-Hasen es-Sindî, alanında önemli bir boşluğu dolduran bu küçük hacimli risâleye şerh yazarak mezhebin tercih edilen görüşünü, farklı kavillerini kavme ve celsedeki taʻdîl-i erkânın hükmünü delilleriyle birlikte dile getirmişlerdir. Bu çalışmanın yazılmasındaki temel hedef, İmâm Birgivî’nin kıymetli risâlesinin yalnızca fürû fıkıh açısından değerlendirilmesi olmayıp, bu risâle ve şerhlerin İslâm hukuk metodolojisi açısından tahlil edilip değerlendirmeye tabi tutulmasıdır. Hanefî fakihi olan Muvazihu’l-Mu‘addil şârihi Niğdevî, bu risâlenin daha iyi anlaşılması adına sarf, nahiv, belagât, akaid ve fıkıh usûlu konularına yer vermiş ve itmi’nâna dair geniş bir şerh kaleme almıştır. Niğdevî’nin namazdaki taʻdîl-i erkâna dair âyet ve hadisler ortaya koyarak meseleyi hem fürû´ hem de usûl açısından değerlendirmeye tabi tutması bu çalışmanın ana hedefini oluşturmuştur. Fâkih ve muhaddis bir alim olan Ebü’l-Hasen Sindî’de, itmi’nânla ilgili görüşlerini ortaya koymak adına Menhelü’l-Hüdât isimli risâleyi kaleme almış ve mezheb içerisindeki farz ve vâcip hükümleri, meşhur ve âhad haberin şartları üzerinden tahlil ederek izah etme yoluna gitmiştir. Rükû ve secdede taʻdîl-i erkânı
yerine getirmenin farz olduğunu benimseyen Sindi, hem mezhepteki müftâ bih olan kavilden hem de İmam Birgivî’nin benimsediği görüşden farklı bir sonuca varmıştır. Niğdevî’nin Muvazzihu’l-Mu’addil’i ve Ebû’l-Hasen es-Sindî’nin Menhelü’l hüdât’ı, taʻdîl-i erkânla alakalı bu küçük risâlenin geniş bir açıdan ele alınması ve meseleye ışık tutması açısından kıymeti büyük iki şerh olduğu söylenebilir. This article is about the modification of Niğdevi’s Muvazzihu’l-Mu’addil Şerhu Muaddilü’s-salât and Ebü’l-Hasan es-Sindî within the framework of Imam Birgivî’s treatise named Menhelü’l-Hüdât, which he dealt with as a response to neglect and laxity in prayer. It aims to solve the power problem. Birgivî’s treatise,
which concerns ordinary people and the public, includes the views, preferences and various views of the Hanafi sect about ta'dil erkân. Hanefi fakihi Niğdevî, one of the scholars of the 18th period, and his contemporary, Ebû’l-Hasen es-Sindi, wrote commentaries on this small volume of treatise, which filled an important gap in his field, and expressed the preferred view and difference of the sect. The verdict of the
scholars of kavil, tribe and ta'dil in the session, together with their evidence. The main purpose of writing this study is not only to evaluate Imam Birgivî's precious treatise in terms of fiqh, but also to analyze and evaluate these treatises and commentaries in terms of Islamic law methodology. Muvazihu’l
Muaddil commentator Niğdevi, one of the Hanafi jurists, included the topics of nahw, rhetoric, akaid and fiqh ın order to better understand this treatise, and made a comprehensive commentary on taʻdil-i erkân. The main purpose of this study is Niğdevi’s revealing verses and hadiths about ta'dil in namaz and evaluating the subject both in terms of furu and method. Indian hadith scholar Ebû’l-Hasen Sindî also wrote the treatise Menhelü’l Hüdât to reveal his views on ta'dîl scholars, and tried to explain the fard and wajib provisions of the sect by analyzing the conditions of famous and âhad news. This name, who advocated that taʻdil-i erkân should be followed in ruku and prostration, came to a conclusion that contradicted both the dominant view of the sect and Birgivî's approach. It can be said that this small treatise on Niğdevi’s Muvazzihu’l Muʻaddil and Ebû’l-Hasen Es Sindi’s Menhelü’l-Hüdâtı is important in terms of being handled from a broad perspective and shedding light on the subject.