Christoph Ransmayr’in “Morbus Kitahara“ adlı eserinde toplumsal değişimin ve bireysel çöküşün edebiyat sosyolojisi kapsamında incelenmesi
Abstract
Edebiyat sosyolojisi, geniş anlamıyla, edebiyat ve toplum arasındaki ilişkiyi ortaya koymaya çalışmaktadır. Edebiyat biliminin kendisini giderek kültür bilimi olarak tanımlamaya çalıştığı dönemlerde, edebiyat sosyolojisine olan yaklaşım giderek yükselme eğilimi göstermiştir. Ancak, bu alan ile ilgili daha belirleyici bir tanımlama, zorluk derecesini de beraberinde getirmektedir. Bir yazar, eserlerinde olay ve figür bütünlüğü oluşturarak, okura tarihsel, toplumsal ve sosyolojik veriler hakkında kaynaklık etmektedir. Söz konusu olan bu veriler, bireylerin sosyo-kültürel yapısının da tanınmasını sağlamaktadır. 21. yüzyılın önemli yazarlarından olan Christoph Ransmayr, "Morbus Kitahara" adlı eserinde İkinci Dünya Savaşı sonrası toplumsal yapıyı betimlerken, romandaki figürlerin karakteristik özelliklerini insan imgesinin motifleri ile birleştirmiştir. Bu çalışmada, seçilmiş olan romanda, yazarın tasvir ettiği tarihsel dönemdeki toplumsal değişimlerin ve olayların, roman figürleri tarafından nasıl yansıtıldığı gösterilmiştir. Figürlerin siyasi, sosyal ve kültürel yaşamın içerisinde sergiledikleri korku ve içsel çöküş durumları değerlendirmeye çalışılmıştır Literature sociology, in broad terms, tries to show the relation between
literature and society. The approach to literature sociology tended to increase during the
periods when the literature was increasingly trying to define itself as a cultural scholarship. However, a more specific definition of this area brings a degree of difficulty with it. A writer
is a source of historical, social and sociological accounts of the reader, creating an integrity
of events and in his works. This so called data provides recognition of the socio-cultural
structure of individuals. Christoph Ransmayr, one of the most important writers of the 21st
century, used the motifs of human imagery to characterize the characteristics of the figures
in the novel while describing the post-Second World War socialization in his work “Morbus
Kitahara”. In this study, the aim is to evaluate the fear and intrinsic collapse of the figures
in political, social and cultural life