İlk Osmanlı kroniklerinde tasavvuf ve tarikatler
Künye
Yalabaçoğlu, Oğuzhan. İlk Osmanlı kroniklerinde tasavvuf ve tarikatler. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi. Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019.Özet
Anadolu coğrafyasının, İslami ilim merkezleri ile çevrelenmiş olması nedeniyle, son derece güçlü bir tasavvuf anlayışı bulunmuş ve Osmanlı Devleti gibi asırlarca ayakta durmuş bir devletin de merkezi olmuştur. Osmanlı Devleti'nin gaza anlayışında da görüldüğü gibi, din mutlak bir etkiye sahiptir. Bu nedenledir ki İslam dininin zengin tasavvuf görüşleri, dönemin padişahlarını da etkisi altına almıştır. Özellikle Anadolu'da Horasan Erenleri ile başlayan sufi zenginliği, Osmanlı Devleti'nin tüm toplumsal, idari ve yönetim anlayışında kendini göstermiş, felsefeleri ile tüm Anadolu İslami inanışına da yeni boyutlar kazandırmışlardır. Vahdet-i Vücud Mektebi, Kübrevilik, Mevlevilik ve Bektaşilik gibi tarikatlar yüzlerce yıl bu coğrafya da etkisini sürdürmüş, Mevlana Celaleddin Rumi, Hacı Bektaş-ı Veli gibi düşünürler, İslamiyetin zahiri ve batıni yönlerini bir arada ifade ederek, Anadolu'dan başlayan etkilerini, Balkanlar ve Avrupa'ya kadar yaymışlardır. Osmanlı Devleti de bu tasavvuf zenginliğini, gerek kendi inanışlarında gerekse devletin güç dengesini sağlamada kullanmışlardır. Tasavvuf ve tarikatların etkisi sadece devlet meselelerinde değil, özellikle ileriki dönemlerde mimarlık, edebiyat, güzel sanatlar gibi pek çok alanda temel kaynak olacaktır. Osmanlı Kuruluş Dönemi'ne ait kaynaklar yeteri kadar fazla değildir. Aşıkpaşazade, Neşri, Oruç Bey, Ahmedi gibi Osmanlı Devleti'ne ait ilk eserlerden dönemi anlamaya çalışmak çok kolay olmamaktadır. Mevcudiyet kaygısı ile egemen lehine yapılan yorumlarla karşılaşmak son derece mümkündür. Özellikle Aşıkpaşazade kendi dönemi ve sonrasındaki pek çok yazarın eserinde kaynaklık etmiştir. Due to the fact that the Anatolian geography was surrounded by Islamology centers, a very powerful understanding of Sufism was found and became the center of a state that existed for centuries like the Ottoman Empire.As seen in the holy war Notion of Ottoman Empire, religion has an absolute influence. For this reason, the rich sufism of Islamic religion also influenced the sultans.. Especially, the Sufi knowledge that started with Horasan Eren in Anatolia showed itself in all the social, administrative and management understanding of Ottoman Empire. they have brought new dimensions to all Anatolian Islamic beliefs with their philosophies. The cults such as Vahdet-i Vücud Mektebi, Kübrevilik, Mevlevi and Bektashi have continued their influence for hundreds of years. The philosophers like Mevlana Celaleddin Rumi and Hacı Bektaş-ı Veli, expresses the virtual and esoteric aspects of Islam and spread the effects starting from Anatolia to the Balkans and Europe. The Ottoman Empire also used this richness of Sufism to ensure the balance of power of the state and its own beliefs. The influence of Sufism and cults has been the main source not only in state affairs, but also in many fields such as architecture, literature and fine arts. The resources of the Ottoman Foundation Period are not enough. It is not easy realize the truth in the period from the first works of the Ottoman Empire such as Aşıkpaşazade, Neşri, Oruç Bey and Ahmedi. It is extremely possible to encounter comments made in favor of the sovereign with the concern of presence of the empire. In particular, Aşıkpaşazade has been the source of the works of many writers during and after his period.