Göçmen Türk sı̇nemasında Türk kadını ve aı̇lenı̇n sunumu
Citation
İrem Şahin Oral. Göçmen Türk sı̇nemasında Türk kadını ve aı̇lenı̇n sunumu. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi. Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021.Abstract
Günümüzde göç, çoğu ülke üzerinde etkisi görülen toplumsal olgulardan biridir. Boyutları ve yoğunluğu farklı da olsa sosyal hareketliliği içinde barındıran göç olgusu, ülkeler için hem olumlu hem de olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir. Göç, zaman içindeki etkileriyle birlikte, bulunduğu coğrafyanın sosyo-kültürel normlarını değiştirebilmektedir. Göç edenler gittikleri bölgelere kültürlerini ve kendilerine özgü hayat biçimlerini beraberinde götürürler. Erkek egemen toplumlarda, göç olgusunda erkeğin iradesi ön plana çıksa da bu sürecin arka planındaki kadınların varlığı yadsınamayacak kadar fazladır. Göç sürecinin tek yönlü değil hem erkek hem de kadın bağlamında değerlendirilmesi gerekir. Almanya ile ilk göç anlaşmasının yapıldığı 1960'lı yıllardan bu yana sosyal ve kültürel normlarda değişim görülmektedir. Kültürel etkileşim süreciyle birlikte farklı bir alt kimliğin oluşması kaçınılmazdır. Feminist akımlar toplumsal cinsiyet normlarına farklı açılardan yaklaşmış ve değişik fikirler öne sürmüşlerdir. Feminist yaklaşım birçok disiplin içinde kendi alanını yaratmıştır. Sinema da bu alanlardan biridir. Toplumda yaşanan ve toplum hafızasını oluşturan olaylarda filmlerin varlığı, günün koşulları hakkında tarihi belge değerindedir. Filmlerin yapımında önemli rol oynayan yönetmenler ve senaristler, bulundukları topluma objektif bir pencereden baksalar da kendileri de o toplumun birer parçasıdır. Toplumsal cinsiyet rolleri açısından, göçmen yönetmenlerin çekmiş olduğu filmlerde kadın imajı, yerleşik cinsiyet kodlarının dışına çıkan sürecin ilk örnekleri olmuştur. Tez kapsamında; Türk sinemasında Almanya'ya dış göç olgusunu, göç sürecinin aileye nasıl yansıdığı, aile kurumunun değişime girmesiyle kadın üzerinde nasıl etki yarattığı, sinemaya nasıl yansıtıldığı, özellikle 2000 sonrası dönemde göçmen kökenli yönetmenlerin kadın ekseninde bu konuları nasıl aktardığı, üç filmle niteliksel içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Çalışmada örneklem olarak Fatih Akın'ın Duvara Karşı (2004) ve Yaşamın Kıyısında (2007) ve Yasemin Şamdereli'nin Almanya'ya Hoşgeldiniz (2011) filmleri, kadının konumlandırılması, ailenin genel yapısı, kadın ve aile arasındaki ilişkiler, kadının kültürel normlar içinde varoluşu, kuşaklar arası ilişkiler, kadının kuşaklara göre değişimi, kadının mekânsal değişimle birlikte gelen yeni konumları, ailenin göç edilen kültüre entegrasyonu ve kadının geleceği konusundaki öngörüler; hedefler bağlamında değerlendirilmiştir. Today, immigration is one of the social phenomena that has an impact on many countries. Even though its dimensions and intensity are different, the phenomenon of immigration, which includes social mobility, can have both positive and negative consequences for countries. Immigration, along with its effects over time, may change the socio-cultural norms of its geography. Immigrants take along their culture and lifestyle with them to the regions they migrated. In male-dominated societies, men's will comes into prominence about the phenomenon of immigration. However, the presence of women behind this process is indisputable. In this context, the migration process should not be evaluated only in a single perspective but also in the context of both men and women. Social and cultural norms have changed since the 1960s, when the first immigration agreement was signed with Germany. It is inevitable that a different sub-identity will emerge with the cultural interaction process. Feminist movements approached gender norms from discrete perspectives and maintained divergent interpretations. The feminist approach has created its own field in many disciplines. Cinema is one of these areas. The presence of films in the events that take place in the society and constitute the memory of the society are worth a historical document about the conditions of the day. Directors and screenwriters who play an important role in the production of films. Although they try to observe the society with an objective perspective, they also constitute a part of that society. In terms of gender roles, the image of women in films shot by immigrant directors were the first examples of the process that went beyond the stereotyped gender codes. It's examined that the phenomenon of immigration to Germany, how the immigration process reflected on the family, how the family institution changed, how the directors of immigrant origin conveyed these issues on the female perspective and how it was reflected in Turkish cinema in 2000's were examined with three films using qualitative content analysis method. In the work it is evaluated in respect of status of woman, structure of the family, relationships between woman and the family, the presence of women within cultural norms, cross-generational relationships, change of women in generations, new positions of women that come along with locational change, the adaptation of the family into the culture of immigration and predictions about the future of women in the movies like Duvara Karşı (2004), Yaşamın Kıyısında (2007) by Fatih Akın and Almanya'ya Hoş geldiniz (2011) by Yasemin Şamdereli are evaluated as examples.