The sonographic pattern of nodule and thyroid fine needle aspiration cytology in the evaluation of thyroid malignancy risk
Abstract
Introduction: Thyroid fine-needle aspiration biopsy (TFNAB), which is basically planned according to the ultrasonographic features is of clinical importance; since it helps early diagnosis of malignancy, facilitates the selection of patients who will undergo thyroid surgery and prevents unnecessary surgical procedures. In our study, we aimed to evaluate the adequacy of TFNAB as well as the retrospective investigation of the link between the estimated malignancy risk and the descriptive features, radiologic findings and biopsy cytology of patients who underwent ultrasonography guided TFNAB.Methods: In this study, the ultrasonographic characteristics of 659 thyroid nodules belonging to 523 patients who underwent TFNAB between 2018 and 2021 were evaluated. The correlation between the risk of malignancy and demographic data, thyroid hormone levels, and ultrasonographic characteristics of nodules was examined. The diagnostic accuracy performances of European thyroid imaging reporting and data system (EU-TIRADS) classification prepared by the European Thyroid Association (ETA), the risk classification systems recommended by the American Thyroid Association (ATA) and the Society of Endocrinology and Metabolism of Turkey (TEMD) were compared with The Bethesda System for Reporting Thyroid Cytopathology (Bethesda). The adequacy of biopsy was also evaluated. The data which is obtained from the study was statistically analyzed by means of SPSS 20.0 (Statistical Package for the Social Sciences; SPSS Inc. Chicago, IL, USA) program.Results: In this study, the biopsies of 41 (6.2%) among 659 thyroid nodules appeared to be malignant. A statistically significant correlation was detected between malignancy and hypoechogenicity (p=0.011), microcalcification (p=0.005), irregular margins (p=0.028), and accompanying pathological lymph node (p=0.002). Compared to the surgical pathology results, the accuracy that was closest to that of Bethesda System (AUC: 0.778) (Area Under Curve) was found in EU-TIRADS (AUC:0.715). In the biopsies performed in our own endocrinology clinic (43.7% of the total biopsies), the ratio of non-diagnostic results was found to be 8.3%, whereas it was 29.1% in the biopsies performed in other clinics (56.3% of the total biopsies).Conclusion: It should always be kept in mind that, in the cytologic evaluation, the ultrasonographic nodule pattern recommended by the guidelines is very important in the management of patients, because cytology may show false negative and false positive results as well as unclear or non-diagnostic pathological findings. However, clinicians should also understand that classification systems may have strengths and weaknesses. Our study also emphasizes the importance of how experienced a clinic performing biopsy is as well as the role of cytopathologist in obtaining diagnostic results in biopsy.Keywords: Thyroid nodule, neoplasia, ultrasonography, biopsy fine-needle Giriş: Temel olarak ultrasonografik özelliklere göre planlanan tiroid ince iğne aspirasyon biyopsisi (TİİAB); malignitenin erken tanısının yanında, tiroid cerrahisi yapılacak hastaların seçimini kolaylaştırmak ve gereksiz cerrahi işlemleri önlemek için de klinik önem arz etmektedir. Çalışmamızda, ultrasonografi (US) eşliğinde TİİAB uygulanan hastaların tanımlayıcı özelliklerinin, radyolojik bulgularının ve biyopsi sitolojilerinin hastalarda malignite riskinin tahmini ile ilişkisinin retrospektif araştırılmasını ve TİİAB yeterliliğini değerlendirmeyi amaçladık.Yöntem: Çalışmamız kapsamında, 2018-2021 yılları arasında TİİAB yapılmış olan 523 hastaya ait toplam 659 tiroid nodülünün ultrason özellikleri değerlendirilmiştir. Hastaların demografik verileri, tiroid hormonu düzeyleri ve nodüllerin ultrasonografik özelliklerinin malignite riski ile korelasyonu incelendi. Avrupa Tiroid Derneği’nin (ETA) hazırladığı EU-TIRADS sınıflandırmasının yanında Amerikan Tiroid Derneği (ATA) ve Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği’nin (TEMD) önermiş olduğu risk sınıflandırma sistemleri ile sitopatoloji tanısal sınıflandırma (Bethesda) sisteminin tanısal doğruluk performansları karşılaştırıldı. Ayrıca biyopsi yeterliliği değerlendirildi. Elde edilen veriler istatistiksel olarak SPSS 20.0 (Statistical Package for the Social Sciences; SPSS Inc. Chicago, IL, USA) programı yardımıyla analiz edildi.Bulgular: Çalışmada, biyopsi yapılan 659 tiroid nodülünün 41’i (%6,2) malign idi. Hipoekojenite (p=0,011), mikrokalsifikasyon (p=0,005), kenar düzensizliği (p=0,028) ve tiroid nodülüne patolojik lenf nodunun eşlik etmesi (p=0,002) ile malignite arasında istatistiksel anlamlı ilişki saptandı. Cerrahi patoloji sonuçları ile kıyaslandığında, Bethesda Sistemine (AUC:0,778) (Area Under Curve) en yakın doğruluğun EU-TIRADS’ta (AUC:0,715) olduğu görülmüştür. Merkezimizde endokrinoloji kliniğince yapılan biyopsilerde (toplam biyopsilerin %43,7’si) tanısal olmayan sonuçların oranının %8,3 olduğu görülmüştür. Diğer kliniklerce yapılan biyopsilerde ise (toplam biyopsilerin %56,3’si) tanısal olmayan sonuçların oranının %29,1 olduğu görülmüştür.Sonuç: Sitolojik değerlendirmede, yanlış negatif ve yanlış pozitif sonuçların yanında belirsiz veya tanısal olmayan patolojik bulgular gösterebilen sitolojiler nedeniyle, hastaların yönetiminde kılavuzların önerdiği ultrasonografik nodül paterninin önemli olduğu unutulmamalıdır. Ancak sınıflandırma sistemlerinin zayıf ve güçlü yanlarının olabileceği klinisyenlerce göz önüne alınmalıdır. Ayrıca çalışmamız biyopside tanısal sonuçların alınmasında, sitopatolog rolü olduğu kadar biyopsiyi yapan kliniğin deneyiminin önemine de işaret etmektedir.Anahtar kelimeler: Tiroid nodülü, neoplazi, ultrasonografi, ince-iğne biyopsisi
Volume
8Issue
1URI
https://doi.org/10.22391/fppc.1173267https://search.trdizin.gov.tr/yayin/detay/1156854
https://hdl.handle.net/20.500.12462/14140