Geçici korunan Suriyelilerin sorumluluğunun paylaşılmasında uluslararası iş birliğinin gerekliliği ve Avrupa Birliği fonları
Abstract
Geçici korunan Suriyelilerin sorumluluğunun paylaşılmasında uluslararası iş birliğinin ve Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye yönelik finansal yardımlarının yeterli ol- maması geçici korunan Suriyelilerin sorumluluğunun sadece Türkiye tarafından üstle- nilmesi sonucu meydana getirmektedir. Oysa devletlerin tek başlarına büyük ölçekteki sığınmacı akınları karşısında soruna çözüm bulabilmeleri mümkün olmayıp böylesi bir sorunun çözümü ancak uluslararası iş birliğini gerektirmektedir. 19.12.2018 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen Düzenli, Sistemli ve Güvenli Göç İçin Küresel Mutabakat da adil olmak üzere sorumluluk paylaşımı konusunda bağ- layıcı bir düzenleme olmaması önemli bir eksikliktir. Bu anlamda sorumluluk paylaş ı- mına ilişkin uluslararası çevre hukukunda kabul edilen “ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluk ilkesinin” sığınma arayanların sorumluluğunun paylaşılmasında da benim- senerek; devletlerin kapasite ve kaynak farklılıkları sebebiyle sorumluluk paylaşım düzenlemelerine farklı şekilde katkıda bulunmalarının açık ve şeffaf bir şekilde belir- lendiği bağlayıcı uluslararası bir düzenleme gerçekleştirilmelidir. The fact that international cooperation and the European Union’s finan- cial aid to Turkey is not sufficient in sharing the responsibility of temporarily protected Syrians makes it necessary for Turkey to assume the responsibility of temporarily pro- tected Syrians only. However, it is not possible for states to find a solution to the prob- lem of large-scale refugee influxes on their own, and the solution to such a problem only requires international cooperation. It is an important deficiency that there is no binding regulation on fair responsibility sharing including the Global Compact for Safe, Orderly and Regular Migration, which was adopted by the United Nations General Assembly on 19.12.2018. In this sense, the “common but differentiated responsibility” accepted in international environmental law regarding responsibility sharing should be adopted in sharing the responsibility of asylum seekers, and a binding international regulation should be established in which the different contributions of states to respon- sibility sharing arrangements due to capacity and resource differences are clearly and transparently determined.