Basit usulde tespit olunan kazançlarda gelir vergisi istisnasının vergi adaleti açısından tartışılması
Abstract
İktisadi bir kavram olarak gelir, üretim faktörlerinin üretim sürecine dâhil olmaları ve kullanılmaları sonucunda almaya hak kazandıkları ekonomik değerler olarak ifade edilebilir. Aynı zamanda, üretim girdileri kullanılmaksızın, farklı sebeplerle gerçek veya tüzel kişilerin iktisadi gücünde ortaya çıkan artışların parasal karşılıkları da gelir olarak kabul edilebilmektedir (Bayraklı, 2000: 1). Ayrıca gelir, Gelir Vergisi Kanunu’nun (GVK) 1. maddesinde; “bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarı” şeklinde belirtilmiştir. GVK’nın 1. maddesinde yapılan gelir tanımında yer alan kazanç ve irat kelimelerinin lafzi anlamlarına göre, faaliyet ve çalışmaya (ticari, zirai, mesleki vb.) dayanmış olan gelir “kazanç” olarak, menkul veya gayrimenkul varlığa dayanan gelir (faiz, kira vb.) ise “irat” adlandırılmaktadır