Belediyelerin bütçe gelirlerinden olan emlâk vergisinin vergilendirmenin etkinliği açısından değerlendirilmesi
Özet
Üniter devlet yapılarında kamu idaresi merkezi idare ve yerel idare olmak üzere iki ana grup altında teşkilatlanmaktadır. Kamu kesimini
oluşturan her iki grubunda kanunlarla belirli mal ve hizmetleri üreterek
topluma sunma yetki, görev ve sorumlulukları bulunmaktadır. İlgili kanunlarla sınırları belirlenen ve çizilen mal ve hizmetleri toplumsal faydanın arttırılmasına yönelik olarak sunmaya çalışan kamusal birimler, bu
faaliyetlerini gerçekleştirebilmek içim harcama yapmak zorundadırlar.
Yerel yönetimlerin ana omurgasını oluşturan belediyelerin toplumsal hizmet ihtiyacı karşılayabilmek için üretmek ve sunmak zorunda oldukları
mal ve hizmetler 5393 sayılı Belediye Kanunu ile 5216 sayılı Büyükşehir
Belediye Kanunu’nda sayılmıştır. Kamusal mal ve hizmet sunumunda etkinlik gereği önemli yere sahip olan subsidiarite (yersellik) ilkesi gereği
mali tevzin uygulamasına bağlı olarak merkezi idare ile belediyeler arasında belli esaslar çerçevesinde dağıtılan mal ve hizmetlerin etkin bir biçimde üretilebilmesi ve sunulabilmesi ve nihayetinde toplumsal refah artışının oluşabilmesi için bütçe dengesinin gözetilmesi gerekmektedir. Bu
kapsamda yerel harcamaları karşılamak üzere uygun finansman kaynaklarının tahsis ve temin edilebilmesi kaynak dağılımında ve kullanımında etkinlik anlayışı açısından oldukça önemli olmaktadır. Belediyelerin
yerel ihtiyaçları yerine getirebilmek için tahsil edebilecekleri gelirler 2464
sayılı Belediye Gelirleri Kanunu ile 1319 sayılı Emlâk Vergisi Kanunu’nda
düzenlenmektedir. Buna göre belediyeler Emlâk Vergisi başta olmak üzere çeşitli vergiler, resimler, harçlar, harcama katılma payları, mülk ve teşebbüs gelirleri ve borçlanma dâhil pek çok finansman kaynağına sahip
bulunmaktadırlar. Emlâk Vergisi uygulamasından tahsil edilen vergi
gelirleri belediyelerin bütçe gelirleri içerisinde önemli bir paya sahiptir.
Vergilendirmede etkinliğin sağlanması vergilendirmenin temel ilkelerine
uygunluğun sağlanabilmesi yönünden önem arz etmektedir. Etkin bir vergi sisteminin uygulanabilirliğinin ve sürdürülebilirliğinin bir ekonomide
var olması, ekonomik göstergelerin de optimal düzeyde oluşmasına katkı sağlayabilmektedir. Vergilendirmede etkinlik kavramı ise hem iktisadi
açıdan hem de sosyal açıdan değerlendirilmelidir. Bir verginin etkin olup
olmadığının tespiti salınan ve alınan verginin vergilendirmenin amaçlarına hizmet edip etmediğinin tespiti ile ölçülebilmektedir. Türkiye’de
Emlâk Vergisi’ni tahsil etme yetkisi merkezi idare tarafından 1986 yılında
belediyelere devredilmiştir. Emlâk Vergisinin vergilendirmenin etkinliği
açısından irdelenmesi bu çalışmanın temel amacını oluşturmaktadır.