Orhan Veli'nin şiirlerinde öykü izleri, Sait Faik'in öykülerinde şiir izleri
Citation
Aydın, Emel. Orhan Veli'nin şiirlerinde öykü izleri, Sait Faik'in öykülerinde şiir izleri. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi. Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011.Abstract
Edebi türler arasında biçimsel, dilsel ve tematik açılardan birbirine en yakın olan türler öykü ve şiirdir. Özellikle modernleşme sürecinde bu iki tür birbirinin sınırlarını daha fazla zorlamaya başlamıştır. Modern Türk edebiyatında, özellikle 1940’larda öykü ve şiir bağlamındaki yapısal geçişler
en canlı şekilde Orhan Veli’nin şiirinde ve Sait Faik’in öyküsünde görülmektedir. Orhan Veli’nin şiirlerinde tahkiyenin temel unsurları olan olay örgüsü, kişi, yer ve zaman dikkat çekecek kadar belirgindir. Birçok şiirinde bir tahkiye oluşturacak belirginlikte ve nitelikte olay zinciri vardır. Onun özellikle Kitabe-i Seng-i Mezar, Montör Sabri, Tahattur gibi şiirlerinde yaratılan karakterler, bir öykü veya bir romandaki kadar canlı karakterlerdir. Anlatmaya dayalı eserlerin en önemli yapısal ögesi olan mekân da Orhan Veli’nin
şiirlerinde çok belirgindir. Seçilen mekânlarla orada yaşayan kişiler arasında
canlı bir uyum söz konusudur. Sait Faik’in öykülerinde ise şiirin ögeleri sayılabilecek “an”ın tasviri, ses sistemi ve imgesel sistem görülebilecek düzeydedir. Hem bütünüyle
modern öykü, özellikle de Sait Faik’in öyküsünde bir tahkiyeden çok bireyin
bir “an”ının derinleştiği görülür; anlatım simgesel ve imgesel bir düzeye
yükselir. Örneğin “Dülger Balığı’nın Ölümü” adlı öyküde olay örgüsü yok gibidir; alegorik çağrışımları da olacak şekilde Dülger Balığı’nın ölüm anı derinleştirilir. Yine aynı öyküde kelime tekrarları, duygu tekrarları ile şiirsel ses sistemine yaklaşır. “Plajdaki Ayna” adlı öyküsünün bazı diyaloglarında adeta bir hece vezni düzeni kurar. “Hişt, Hişt!” öyküsünde bütün anlam yükü, pratik dilde bir anlamı olmayan “Hişt, Hişt!” ikilemesine yüklenir ve bu ikileme
yoğun imgesel göndermeler yapar. Sait Faik, öykülerinde bazen kendi şiirlerini bazen başkalarının şiirlerinden bazı bölümleri öykülerine yerleştirir. Sait Faik’in öyküleri ve Orhan Veli’nin şiirleri üzerinde yapılan bu türlerarası çalışmada iki türün birbirlerinin imkânlarını kullandıkları; esasen bu yolla da iki türü birbirine yaklaştırdıkları görülmektedir. Bu da türlerin
imkânlarının gelişmesi açısından önemli bir yenilik olarak kaydedilebilir. Story and poem are the closest genres in terms of formal, linguistic and thematic among the literary genres. Specially during the modernization period, these two genres began to force the borders of one another much more. In Modern Turkish Literature, especially in 1940s, structural transitions
in story and poem are seen in Orhan Veli’s poem and Sait Faik’s story clearly. Plot, character, place and time which are the basic elements of narration in Orhan Veli’s poems, are arrestingly clear. In many of his poems there are enough chain of events to construct a narration. Especially, in his
“Kitabe-i Seng-i Mezar”, “Montör Sabri”, “Tahattur” poems, created characters are as lively as in a story or a novel. The most important element of the works based on narration, place, is clear in Orhan Veli’s poems. Between the chosen places and characters living there, there is a lively
harmony. In Sait Faik’s stories, depiction of the moment, sound system and symbolic system regarded as the elements of poem can be seen easily. In entirely Modern Story, especially in Sait Faik’s story, deepening of a moment of a person is seen more than a narration; narration rises to the symbolic and imaginary level. For instance, in the story “Dülger Balığı’nın Ölümü”, there
isn’t almost a plot; the death moment of the fish is deepened allegorically. In the same story, repetitions of words approaches the poetic sound system with the repetition of emotions. İn some of the dialogues of "Plajdaki Ayna", he almost constitutes a syllabic meter. In the story “Hişt, Hişt!” all the meaning is imposed to “Hişt, Hişt!” reduplication which has no meaning in
daily language, and this reduplication makes dense imaginary references.
Sait Faik sometimes emplaces his own poems and sometimes others’ poems
into his stories. In this study which is about Sait Faik’s stories and Orhan Veli’s poems,
is is seen that the two genres use each other’s means, in fact, by this way
they approach each other. This can be regarded as an important innovation
in the way of the development of the possibilities of the genres.