Risk grup in anaphylaxis: Infant anaphylaxis
Göster/ Aç
Erişim
info:eu-repo/semantics/openAccessTarih
2016Yazar
Erdem, Semiha BahçeciKaraman, Sait
Nacaroğlu, Hikmet Tekin
Karkıner, Canan Şule Ünsal
Kanık, Esra Toprak
Nalçabasmaz, Tugba
Yazıcı, Selçuk
Can, Demet
Üst veri
Tüm öğe kaydını gösterÖzet
Objective: The infantile group that is accepted to be at risk of anaphylaxis has a special importance since they are unable to express their complaints and also the signs and symptoms of anaphylaxis can be confused with common symptoms of infants such as drooling, vomiting, diarrhea and itching. However, early detection of the signs and symptoms of anaphylaxis is crucial for effective diagnosis and treatment. The aim of study was to draw attention to infants anaphylaxis. Materials and Methods: All of the patients in the infant group (n=15) among a total of 35 anaphylaxis cases that we followed in the Pediatric Allergy Clinic of Dr. Behcet Uz Children's Hospital between the years 2011-2015 were included in the study. Demographic and clinical features of the patients were evaluated. Results: 9 of 15 (60%) patients involved in the study were male and 6 (40%) were female, and the average age of anaphylaxis was 8.13 +/- 6.83 (min 1-max 24) months. In 93% of cases (n=14) the trigger was food and in 7% of cases (n=1) the trigger was not determined. The most frequently responsible foods were respectively cow's milk (67%) and egg (20%). In 7 patients (47%), there were respiratory system and skin manifestations, in 7 patients (47%) 3 system involvement and in 1 patient respiratory and gastrointestinal system involvement has been observed. In only 3 cases (20%) the blood pressure was measured and also epinephrine was administered to only 3 cases (20%) in the hospital. In only 3 of the patients (20%), an epinephrine injector was prescribed after anaphylaxis. Conclusion: It was detected that the most common triggers are cow's milk and egg, the subjective symptoms are frequently overlooked, an atopic nature is a risk factor and physicians' rates of blood pressure measurement, epinephrine administration and EpiPen autoinjector prescription are low. Giriş: Anafilaksi açısından riskli kabul edilen infantil grup, hem
yakınmalarını ifade edemediği için, hem de anafilaksi semptom
ve bulguları infanttaki salya akması, kusma, ishal, kaşınma gibi sık
görülen bulgularla karışabildiği için özel bir öneme sahiptir. Oysa ki
anafilakside semptom ve bulguların erken saptanması efektif tanı ve
tedavi için çok kritiktir. Çalışmada amacımız infant anafilaksilerine
dikkat çekmektir.
Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 2011-2015 yılları arasında Dr. Behçet
Uz Çocuk Hastanesi Çocuk Allerji Kliniği’mizde takip ettiğimiz
toplam 35 anafilaksi içinden infant grubunda olanların tümü
(15 olgu) alınmıştır. Olguların demografik ve klinik bulguları
değerlendirilmiştir.
Bulgular: Çalışmaya alınan 15 hastanın 9’u (%60) erkek, 6’sı (%40)
kız olup ortalama anafilaksi görülme yaşı 8,13±6,83 (min 1-max
24) aydır. Olguların %93’ünde (n=14) tetikleyicinin besin olduğu,
%7 olguda (n=1) tetikleyicinin saptanamadığı belirlenmiştir. En
sık sorumlu besin sırasıyla inek sütü (%67) ve yumurta (%20) dır.
Olguların 7’sinde (%47) solunum sistemi ve deri bulgusu, 7’sinde
(%47) 3 sistem tutulumu, 1 hastada ise solunum ve GIS tutulumu
gözlenmiştir. Olguların sadece 3’ünün (%20) kan basıncı ölçülmüş,
3’üne (%20) hastanede epinefrin uygulanmıştır. Hastalardan sadece
3’üne (%20) anafilaksi sonrası epinefrin hazır enjektör reçete
edilmiştir. Anafilaksi bir hastada 2 kez, bir diğer hastada da 4 kez
tekrarlamıştır.
Sonuç: En sık tetikleyicinin inek sütü ve yumurta olduğu, subjektif
semptomların genellikle gözden kaçtığı, atopik yapının risk
faktörü olduğu ve kan basıncı ölçme, epinefrin uygulama, epipen otoenjektörü reçeteleme oranlarımızın düşük olduğu saptanmıştır.