Gelişmiş Arama

Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.authorÖner, Şerif
dc.date.accessioned2022-01-25T07:11:30Z
dc.date.available2022-01-25T07:11:30Z
dc.date.issued2020en_US
dc.identifier.issn1301-5265 / 2651-4974
dc.identifier.urihttps://doi.org/10.31795/baunsobed.671928
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.12462/11994
dc.description.abstractTarihsel süreç içinde yaşanan sosyo-ekonomik, teknolojik ve siyasal değişimlere bağlı olarak devletin üstlendiği görev tanımları yenilenmiştir. Dönemsel açıdan devlet güvenlik ve adalet gibi temel kamu hizmetlerini üstlenmiştir. Nüfus artışına bağlı olarak toplumsal kesimlerin çeşitlenmesi farklı talep ve beklentiler devletin özellikle mali açıdan yükünü arttırmıştır. Bu durum devletin kamu hizmetlerinin sunumu noktasında konumunu tartışmalı hale getirmiş ve minimal devlet olgusu ortaya çıkmıştır. Yeni sistem kamu hizmetlerinin sunumunda merkezi yetkileri yerel unsurlar, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları arasında paylaştıran bir modeli ortaya çıkarmıştır. Bu modelde devletin doğrudan üreten değil düzenleyen ve denetleyen bir pozisyona geçmesi öngörülmüştür. Devletin yeni konumu ise yönetim süreçlerinde demokratik ve katılımcı anlayışı gerektirmiştir. Devlete biçilen yeni pozisyon sosyo-ekonomik kalkınma ve toplumsal refahın geliştirilmesi hedefini ertelemiş değildir. Küreselleşme süreci kalkınma hedefinin sağlanmasında devletin sivil toplum ve özel sektör vb. aktörler ile ortaklık kurmasına yol açmıştır. Küreselleşme süreci yönetsel kademe olan yerel yönetimleri iki başlıkta öne çıkarmıştır. Birincisi; katılım ve demokrasinin birincil uygulama alanı olarak yerel yönetimler ön plana çıkmıştır. İkincisi; yerel yönetimler sahip olduğu imkan ve potansiyel itibariyle kalkınma açısından merkez(ler) olarak kabul edilmiştir. Türkiye planlı kalkınma olgusu ile Cumhuriyetin ilanı ile tanışmıştır. Türkiye açısından 1923 İktisat Kongresi, Devlet Planlama Teşkilatının kurulması ve 1963 tarihli ilk Kalkınma Planı temel hamleler olmuştur. Kalkınma hamleleri içinde yerel unsurlar ve yerel yönetimler çeşitli dönemlerde öne çıkmışlardır. Bu açıdan kalkınma planları ülkemizin sosyo-ekonomik hedeflerinin belirlenmesinde yerel yönetimleri de bir aktör olarak görmüştür denilebilir. Cumhuriyetin ilk yıllarında köy kalkınması öne çıkarılırken sayısının ve nüfusunun artması ile kent sorunları kalkınma planlarında ele alınmaya başlanmıştır. Kalkınma planlarında kent daha çok yetki, görev ve mali yapıları ile ele alınmış bu konularda kısmi iyileştirmelere gidilmiştir. Dünya toplumlarının yaşadığı siyasal değişimler yerel yönetimlerin demokratik ve katılımcı yönünü ortaya çıkarmıştır. Bunun yansıması olarak ülkemizde de yerel yönetimlerin demokratik ve katılımcı bir modele evrilmesine yönelik temel hedefler kalkınma planlarına yansımıştır. Kent yönetimleri demokratik ve katılımcı yapılar olarak tanımlanmaya başlanmıştır. Ayrıca kalkınma planları yerel yönetimlerin asıl sorumluluk alanı olan kent hizmetlerinin nitelikleri ve türleri açısından vizyon ve hedef belirleme aracı olmuştur. Bu çerçevede Kalkınma planlarında kent odaklı; ulaşım, alt yapı, barınma, sosyo-kültürel, sosyo-ekonomik vb. pek çok alanda hedefler konulmuştur. Türkiye’de 1963’den bu yana 10 kalkınma planı hazırlanmıştır. Son olarak 23 Temmuz 2019’da 11. Kalkınma Planı uygulamaya girmiştir. Kalkınma planları sosyo-ekonomik açıdan öne çıksa da aslında tüm kurumsal yapılara yönelik hedef ve politikalar belirler. Türkiye’de hazırlanan kalkınma planları da yerel yönetim alanında da değişim ve dönüşüm odaklı olmuştur. Yayınlanan 11. Kalkınma planının içeriğinde geçmiş dönem planlarına ait atıflar bulunmaktadır. En önemli nokta ise; yerel yönetimlere ilişkin yeniden reform yapılacağı belirtilmesidir. Ayrıca insan odaklı şehir; yeşil şehir; akıllı şehir; kaliteli hizmet sunumu; katılımcılık; şeffaflık; hesap verilebilirlik; optimum coğrafi alan vb. kavramlara yer verilmektedir. Tüm bunlar 11. Plan döneminde yerel yönetimlere ilişkin değişimin devam edeceğini göstermektedir.en_US
dc.description.abstractDepending on the socio-economic, technological and political changes in the historical process, the responsibility of the state has been renewed. As far as the era is concerned, it undertook basic public services such as state security and justice. Diversification of social segments due to population increase, different demands and expectations have increased especially the financial burden of the state. This situation rendered the status of the state controversial in terms of offering public services and introduced the phenomenon of a minimal state. The new system introduced a model that distributes central powers among local elements, the private sector, and non-governmental organizations in the offering of public services. The model provides that the state should adopt a regulating and supervising position instead of directly producing one. And the new position of the state required democratic and participatory understanding in the governing processes. This new position seen fit to the state has not delayed the goal of socio-economic development and social welfare. The process of globalization enabled the state to form a partnership with actors such as the civil society and the private sector in fulfilling the aims of development. The globalization process called for local administrative governments, in two ways. First; local governments were at play as the means of primary application of participation and democracy. Second; local governments were accepted as the center(s) concerning development thanks to their capabilities and potential. Turkey was introduced with the concept of planned development with the proclamation of the Republic. For Turkey, the Economic Congress of 1923, the establishment of the State Planning Organization and the first Development Plan of 1963 have constituted the main steps. In the development steps, local elements and local administrations came to the fore in different periods. In this respect, it is safe to say that development plans also regarded the local governments as actors in determining the socio-economic goals of our country. While rural development was emphasized in the first years of the republic, increasing urban population and urban problems necessitated these problems to be addressed in development plans. In the development plans, a city was mostly treated keeping in mind the authorities, duties and financial structure; and partial improvements were made on these issues. Political changes experienced by the world’s societies revealed the democratic and participatory aspects of local governments. As a repercussion of this, the main aims for the evolution of local governments into a democratic and participatory model in our country are reflected in the development plans. City administrations started to be defined as democratic and participatory structures. Besides, development plans have been a vision and goal setting tool in terms of characteristics and types of urban services, which are the main areas of responsibility of local governments. In this framework, in city development plans, cityfocused aims have been defined in various fields such as transportation, infrastructure, shelter, socio-economics, etc. Since 1963, 10 development plans have been issued in Turkey. Finally, on July 23 2019, the 11th Development Plan was issued. Although development plans come to the forefront from a socio-economic point of view in general, they actually set goals and policies for all institutional structures. In Turkey, the development plans prepared has been focused on the changes and transformations in the local government area. The 11th Development Plan contains references to these previous plans. The most important point seems to be the strong emphasis on the re-reform of local governments. Also; people oriented cities, green cities, smart cities, quality service delivery, participation, transparency, accountability, optimum geographical area and etc. concepts take part in the plan. All this shows that change in local administrations will continue in the 11th plan period.en_US
dc.language.isoturen_US
dc.publisherBalıkesir Üniversitesien_US
dc.relation.isversionof10.31795/baunsobed.671928en_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.subjectKalkınma Planlarıen_US
dc.subjectYerel Yönetimleren_US
dc.subjectDeğişimen_US
dc.subjectDevelopment Plansen_US
dc.subjectLocal Governmenten_US
dc.subjectChangeen_US
dc.titleYerel yönetim yaklaşımları açısından onbirinci kalkınma planı (2019-2023)en_US
dc.title.alternative11th Development plan in terms of local governance approaches (2019-2023)en_US
dc.typearticleen_US
dc.relation.journalBalıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisien_US
dc.contributor.departmentİktisadi ve İdari Bilimler Fakültesien_US
dc.contributor.authorID0000-0002-9446-7394en_US
dc.identifier.volume23en_US
dc.identifier.issue43en_US
dc.identifier.startpage383en_US
dc.identifier.endpage410en_US
dc.relation.publicationcategoryMakale - Ulusal Hakemli Dergi - Kurum Öğretim Elemanıen_US


Bu öğenin dosyaları:

Thumbnail

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster