Çeşitli klinik örneklerden izole edilen staphylococcus aureus suşlarının antibiyotik direnç oranları
Göster/ Aç
Erişim
info:eu-repo/semantics/openAccessAttribution 3.0 United Stateshttp://creativecommons.org/licenses/by/3.0/us/Tarih
2021Üst veri
Tüm öğe kaydını gösterÖzet
Amaç: Staphylococcus aureus hem toplum hem de hastane kaynaklı enfeksiyonlara neden
olabilen önemli bir patojendir. Metisilin dirençli izolatların varlığı tedavi seçeneklerini
kısıtlamaktadır. Bu çalışmanın amacı, hastanemizde ayaktan ve yatan hastalardan izole edilen
S. aureus suşlarında antibiyotik direnç oranlarını saptamaktır.
Yöntem: 2016-2019 yılları arasında çeşitli klinik örnekler retrospektif olarak değerlendirilmiş ve
S. aureus suşları çalışmaya dâhil edilmiştir. Bakteri tanımlaması ve antibiyotik duyarlılık testleri
konvansiyonel yöntemler ve otomatize sistemler kullanılarak yapılmıştır.
Bulgular: Yaptığımız bu çalışmada, 595 S.aureus suşu değerlendirilmiştir. Çalışmaya dâhil edilen
suşlar en sık kan ve yara örneklerinden izole edilmiştir. Yüz yetmiş iki izolat (%28.9) metisilin
dirençli S.aureus (MRSA) olarak tanımlanmıştır. Eritromisin, tetrasiklin, klindamisin, gentamisin,
siprofloksasin ve trimetoprim-sülfametoksazole karşı %16.8 oranında veya altında direnç
saptanmıştır. Bu antimikrobiyallere karşı MRSA’larda metisilin duyarlı S.aureus (MSSA) suşlarına
kıyasla yüksek direnç oranları gözlenmiştir. Vankomisin, teikoplanin ve linezolide karşı direnç
saptanmazken daptomisine %0.7 oranında direnç bulunmuştur.
Sonuç: Antibiyotik direnci günümüzün en önemli sağlık sorunlarından biridir. Gerek metisilin
gerekse diğer antibiyotiklere direnç S.aureus enfeksiyonlarında tedavi başarısını düşürmektedir.
Bu nedenle antibiyotik direnç sürveyanslarının düzenli olarak izlenmesi oldukça önemlidir. Objective: Staphylococcus aureus is an important pathogen that can cause both community and
hospital-acquired infections. The presence of methicillin resistant isolates limits treatment
options. The aim of this study was to determine the antibiotic resistance rates in S. aureus strains
isolated from outpatients and inpatients in our hospital.
Method: Various clinical specimens were evaluated retrospectively between 2016-2019 and
S. aureus strains were included in the study. Bacterial identification and antibiotic susceptibility
tests were performed using conventional methods and automated systems.
Results: In our study, 595 S. aureus strains were assessed. The strains included in the study were most
frequently isolated from blood and wound samples. One hundred and seventy- two isolates (28.9%)
were identified as methicillin resistant S. aureus (MRSA). The resistance rates to erythromycin,
tetracycline, clindamycin, gentamicin, ciprofloxacin and trimethoprim-sulfamethoxazole were 16.8%
or below. High resistance rates were observed in MRSA against these antimicrobials compared to
methicillin-susceptible S. aureus (MSSA) strains. Resistance was not found against vancomycin,
teicoplanin and linezolid, whereas resistance to daptomycin was 0.7%.
Conclusion: Antibiotic resistance is one of the most important health problems of today.
Resistance to both methicillin and other antibiotics decreases the success rates of treatment in
S. aureus infections. Therefore, it is very important to regularly monitor antibiotic resistance
surveillance.
Kaynak
Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti DergisiCilt
51Sayı
3Koleksiyonlar
Aşağıdaki lisans dosyası bu öğe ile ilişkilidir: