Enerjide dışa bağımlılık sorunu: Türkiye için ampirik bir analiz
Abstract
Bir enerji kaynağı olarak fosil yakıt, Sanayi Devriminden itibaren üretimin en önemli
unsurlarından biri olmuştur. Ancak fosil yakıtların dünyanın her yerinde eşit bir şekilde dağılım
göstermediği görülmektedir. Bu durum bazı ülkeleri enerji ihracatçısı durumuna getirirken fosil yakıt
kaynağı bulunmayan ülkeleri ise ithalatçı konuma getirmiştir. Yeterli enerji kaynağına sahip olmayan
ülkeler üretim miktarını ve toplumsal refah düzeyini yükseltmek için ihtiyaç duydukları enerjiyi dış
kaynaklardan tedarik etmek zorundadır. Bu durum enerji sektöründe bağımlılık ilişkilerinin
gelişmesine neden olmaktadır. 2022’nin ilk aylarında başlayan Ukrayna-Rusya Savaşının ardından
enerji bağımlılığı enerji arz güvenliği açısından bir risk unsuru olarak kabul edilmiştir. Bu yüzden
Avrupa Birliği enerji bağımlılığının azaltılması için yenilenebilir enerjiye geçiş, enerji ithalatçısı
ülkelerin çeşitlendirilmesi gibi yeni bir stratejiyi hayata geçirmiştir. Yoğun bir biçimde enerji
ithalatına bağımlı bir ülke olan Türkiye’nin de enerji bağımlılığı konusunda adım atması
gerekmektedir. Bu çalışma kapsamında yapılan ampirik analizden elde edilen sonuçlarda bu sonucu
desteklemektedir. Analiz kapsamında yapılan Johansen eşbütünleşme testi sonucunda, 1990-2020
döneminde Türkiye’de birincil enerji arzı ve fosil yakıt tüketimi ile enerji bağımlılığı arasında kısa ve
uzun dönemde pozitif bir ilişki vardır. Enerji verimliliği ile enerji bağımlılığı arasında negatif bir
ilişki söz konusudur. Analizde yer alan diğer bağımsız değişkenlerden biri olan Gayri Safi Yurtiçi
Hasıla ve enerji bağımlılığı arasında beklentinin aksine negatif bir ilişki tespit edilmiştir. Analizdeki
son değişken olan yenilenebilir enerji ve enerji bağımlılığı arasında ise bu model kapsamında bir
ilişki kurulamamıştır As an energy source, fossil fuel has been one of the most important elements of production
since the Industrial Revolution. However, it is seen that fossil fuels are not evenly distributed in every
part of the world. While this situation has made some countries energy exporters, countries that do
not have fossil fuel resources have become importers. If a country wants to increase the amount of
production and raise the level of social welfare, it must supply energy needs from external sources.
This situation has led to the development of dependency relations in the energy sector. Following the
Ukraine-Russia War that started in the first months of 2022, energy dependency has been recognized
as a risk factor for energy supply security. Therefore, the European Union has implemented a new
strategy to reduce energy dependency, such as the transition to renewable energy and diversification
of energy-importing countries. As a country heavily dependent on energy imports, Turkey also needs to take steps to reduce its energy dependence. The results obtained from the empirical analysis
conducted in this study support this conclusion. As a result of the Johansen cointegration test
conducted within the scope of the analysis, there is a positive relationship between primary energy
supply and fossil fuel consumption and energy dependence in the short and long run for the period
1990-2020 in Turkey. There is a negative relationship between energy efficiency and energy
dependence. Contrary to expectations, there is a negative relationship between Gross Domestic
Product (GDP) and energy dependence. In this model, no relationship could be established between
energy dependence and renewable energy, which is the last variable in the analysis.
Source
Yönetim ve Ekonomi DergisiVolume
30Issue
2Collections
- Maliye-Makale Koleksiyonu [103]
- TR Dizin-Makale Koleksiyonu [3575]