Farklılıktan stratejik işbirliğine Azerbaycan-İsrail ilişkileri
Abstract
Son yıllarda Azerbaycan ile İsrail gibi etnik, dini, sosyal, kültürel ve ekonomik anlamda birbirinden oldukça farklı iki ülke arasında gözlemlenen yakınlaşma, Kafkasların ve Ortadoğu’nun geleceği kadar küresel siyaset hakkında düşünen uzmanların ilgisini çekmiştir. Aralarında başarılı uluslararası entegrasyon örneklerini yakından takip edenlerin de bulunduğu bu uzmanlar için ortaya çıkan gelişme, Azerbaycan ile İran gibi aralarında pek çok ortak yönü bulunan iki devletin giderek birbirinden uzaklaştığı bir süreçte oldukça şaşırtıcı gelmiştir. Dolayısıyla, biri Yahudi, diğeri Müslüman nüfus ağırlıklı iki ülke arasındaki yakınlaşmanın, İsrail’in Azerbaycan topraklarını olası bir İran saldırısı için kullanmak istemesi gibi bir temel gerekçeye dayandırılıp dayandırılamayacağı esaslı bir merak konusu olmuştur. Ancak bu çalışmada, Azerbaycan-İsrail ilişkilerinin tarihsel seyri ile bu ilişkilerin temel niteliğini belirleyen strateji-güvenlik, diplomasi ve ekonomi gibi konulara odaklanılarak, iki ülke arasındaki yakınlaşmanın daha rasyonel gerekçelerinin aranması gerektiğine işaret edilmektedir. The ever increasing rapprochement between two countries as diverse as Azerbaijan and Israel in terms of ethnicity, religion, culture and economy has attracted the attention of many specialists who ponder over the future of Caucasia, the Middle East and global politics. The same development added to the existing confusion when it appeared to occur at a time when Iran and Azerbaijan, both of which share several similarities, have slowly begun to drift away from each other. With that a critical question as to whether this aforementioned rapprochement between a Muslim and Jewish dominated country could be attributed to mainly Israel’s attempt to win over Azerbaijan’s approval for letting her to use the latter’s territory for a potential attack towards Iran. Yet, a study over the historical settings of the Azerbaijani-Israeli relations as well as on the subject of strategy-security, diplomacy and economy, all of which appear to have determined the primary attributes of those relations, reveal that the more rational causes of the said rapprochement should be looked in these areas.