Development of stria gravidarum in pregnant women and associated factors
Göster/ Aç
Erişim
info:eu-repo/semantics/openAccessTarih
2015Yazar
Kılıç, Fatma ArzuÇakmak, Seray
Atalay, Cemal
Atıcı, Evsen
Er, Olcay
Yakut, Kadriye
Gül, Ülker
Üst veri
Tüm öğe kaydını gösterÖzet
Background and Design: Stria gravidarum (SG) is a cosmetically disfiguring condition that is commonly seen in pregnancy. Various parameters such as age of mother, family history, genetical factors like skin colour, various hormonal changes, weight gain seen in pregnancy and physical features of newborn are accused in the development. The studies reported primarily include primigravidas. In this study, the presence of SG and associated risk factors are aimed to be investigated in both primi and multigravidas.
Materials and Methods: All attenders' gestastional week, prepregnancy and delivery weights, height, family history of stria, smoking habits and/or alcohol use during pregnancy, any use of cream and/or oil for preventing stria, delivery way, newborn's gender, height, weight and head circumference were recorded. In both primigravidas and multigravidas, factors that could be associated with SG were investigated by Spearman's correlation analysis and risk factors in the development of SG by logistic regression analysis.
Results: Fifty of 128 pregnant women were primigravidas and 78 were multigravidas. In primigravidas, a correlation was detected between family history of stria, usage of cream and/or oil during pregnancy, head circumference of newborn and development of SG while in multigravidas, a correlation is detected between prepregnancy weight, delivery weight, smoking during pregnancy, not using of any cream and/or oil during pregnancy, family history of stria, head circumference of newborn, weight of newborn and SG development. Presence of family history of stria and not using of any cream and/or oil were found to be risk factors in development of SG in all pregnant women by logistic regression analysis.
Conclusion: Both genetical and physical factors are thought to play a role in development of SG; however, further broad scale studies with larger samples including both primigravidas and multigravidas are needed to be carried out. Amaç: Stria gravidarum (SG) gebelikte sık gözlenen ve ciddi kozmetik rahatsızlığa neden olan bir değişikliktir. Oluşumunda anne yaşı, aile
öyküsü, deri rengi gibi genetik faktörler, gebelikte gözlenen çeşitli hormonal değişiklikler, gebelik sırasındaki kilo artışı ve yenidoğanın fiziksel
özellikleri gibi değişkenler suçlanmıştır. Literatürde mevcut çalışmalar çoğunlukla primigravidaları kapsamaktadır. Bu çalışmada hem primigravida
hem multigravida olmak üzere gebelerde ayrı ayrı SG oluşumu ve çeşitli risk faktörlerine göre SG oluşumunun değerlendirilmesi amaçlandı.
Gereç ve Yöntem: Tüm katılımcıların toplam gebelik süreleri, gebelik öncesi ve sonundaki kiloları, boyları, ailede stria öyküsü, gebelikte
sigara ve/veya alkol kullanımı, gebelik süresince stria oluşumunu önleyici krem ve/veya yağ kullanımı olup olmadığı, doğum şekli, yenidoğanın
cinsiyeti, boyu, kilosu ve baş çevresi kaydedildi. Gebeler primigravida ve multigravida olmalarına göre değerlendirilerek Spearman’ın korelasyon
testi ile SG oluşumu ile korele olabilecek faktörler ve lojistik regresyon analizi ile SG oluşumundaki risk faktörleri açısından değerlendiridi.
Bulgular: Yüz yirmi sekiz gebenin 50’si primigravida, 78’i multigravida idi. Primigravidalarda SG oluşumu ile ailede stria öyküsü, gebelik
süresince krem ve/veya yağ kullanımı, bebek baş çevresi ile; multigravidalarda ise SG oluşumu ile gebenin doğum öncesi ağırlığı, gebenin
doğum sırasındaki ağırlığı, gebelikte sigara içimi, gebelik süresince krem ve/veya yağ kullanımı, ailede stria öyküsü, bebek baş çevresi, bebek
kilosu ile korelasyon saptandı. Yapılan lojistik regresyon analizinde tüm gebelerde ailede stria öyküsünün varlığı ve gebelikte stria önleyici krem
ve/veya yağ kullanmamanın SG oluşumu açısından risk faktörü oluşturduğu bulundu.
Sonuç: SG oluşumunda genetik ve fiziksel faktörlerin rolünün olduğu düşünülmektedir ancak hem primigravida hem multigravidaları kapsayan
daha fazla sayıda olgu içeren geniş ölçekli çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır