İkinci dil öğrenme algılarının belirlenmesi: Balıkesir örneği
Abstract
Küreselleşen dünyada ikinci dil eğitimi giderek daha çok önem kazanmakta, ancak artan öneme koşut olarak konuyla ilgili yakınmalar da giderek artmaktadır. Bu çalışmada ikinci dil öğrenmeyle ilgili yazın alanında yapılan çalışmalar ile lise ve üniversite düzeyinde ikinci dil öğrenenlerin algıları karşılaştırılmıştır. Veriler dil ağırlıklı eğitim yapan Balıkesir Sırrı Yırcalı Anadolu Lisesinde, Balıkesir Üniversitesi Necatibey Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği Programında ve Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulunda öğrenim gören öğrencilere uygulanan likert tipi anketten elde edilmiştir. Elde edilen veriler nicel ve nitel bir yöntemle çözümlenmiştir. Öğrenenlerin ikinci dil öğrenmeye karşı olumlu, ancak sürecin sonucuna yönelik olumsuz bir tutum sergiledikleri görülmüştür. Alan yazınında ortaya çıkan sonuçlar ile katılımcıların öğrenme stillerinin örtüşmediği, bunun için dil öğretimindeki bakış açısının ve kullanılan kavramların gözden ge- çirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Second language teaching is gaining more and more importance in the global
world. However, displeasure about language teaching also increase. The purpose
of the present study is to compare the results of the previous studies to the
perceptions of second language learners who are studying in high school and
university. The data were obtained from a 5-Likert questionnaire administrated
to the students who are studying in Balıkesir Sırrı Yırcalı Anatolian High
School ,The Department of English Language Teaching, and School of Tourism
and Hotel Management at Balıkesir University. The data were analyzed
through the quantitative and qualitative methods. The results of the study demonstrate
that the students have positive attitudes towards second language learning
but that they have negative attitudes towards the end of the second language
learning process. It is concluded that the results of the previous studies
is not consistent with the learning styles of the participants. Therefore, it is suggested
that judgements about language teaching and conceptions used in this
area should be reconsidered.